21 Ağustos 2009 Cuma

Kafkaslar demir ağlarla Türkiye'ye bağlanıyor

Kafkaslar demir ağlarla Türkiye'ye bağlanıyor


Tarihî ipek yolunu demir ağlarla 21. yüzyılda yeniden canlandıran proje hayata geçiriliyor. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı'nın Türkiye bölümünün temeli dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili'nin katıldığı törenle Kars'ta atıldı.

[Haber Analiz] 15 yıllık rüyanın gerçeğe dönüşmesi

Hattın sadece üç ülkeyi değil, Çin'i Londra'ya bağladığını anlatan Gül, adı konulmamış bir ekonomik bölge ortaya çıktığını vurguladı. Devre dışı kalan Ermenistan'a da "Proje, iyi komşuluk ilişkilerinde olma arzusunu gösteren herkese açıktır." mesajı gönderdi. Cumhurbaşkanı, Kazakistan ve Çin'in destek verdiği projede, zorlukları nasıl aştıklarını ise "Bazıları hayal demişti, raflara konulmuştu. Raftan indirildi, üç ülke arasında buluşmalar ol-du. Siyasi iradeler kondu." sözleriyle anlattı. Gül'ün tespitlerine katılan Saakaşvili, çeşitli jeopolitik etkenlere rağmen siyasi bir irade koyarak sorunları aştıklarının altını çizdi. Aliyev ise projenin önemini şöyle özetledi:

"Yeni bir tarih yazılıyor."

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, törende yaptığı konuşmada, tarihî İpek Yolunun tekrar canlandığını anlatırken, "Bugün gerçekten çok mutlu bir günü yaşıyoruz. Bugün, hayvanlar üzerinde olan ipek yolunu demirden gerçekleştiriyoruz. Hat, sadece üç ülkeyi birbirine bağlamıyor. Çin'i, Londra'ya bağlayan bir demiryolu." dedi. 15 yıl önce bir fikir olarak ortaya çıkan BTK'nın karşılaştığı zorluklara dikkati çeken Cumhurbaşkanı Gül, "Bazıları buna hayal demişlerdi, bir zamanlar raflara konulmuştu. Raftan indirildi, üç ülke arasında buluşmalar oldu, siyasi iradeler ortaya kondu. Bu üç ülkeye, Kazakistan ve Çin de destek verdi." dedi. BTK'nın Kafkasların istikrarına katkı yaptığını vurgulayan Cumhurbaşkanı, hattın yapımı sırasında engeller çıkaran ve hattın devre dışı bıraktığı Ermenistan'a mesaj gönderdi. Gül, "Proje, bütün ülkelere de açık. İyi komşuluk ilişkilerinde olma arzusunu gösteren herkese açıktır. İnanıyorum ki, ileride de böyle olacaktır. Projenin hayata geçmesi ile ekonomik faaliyetlerin yanı sıra kültürel faaliyetler de canlanacak." diye konuştu. Üç ülke arasında ilişkilerin geliştiğini anlatan Cumhurbaşkanı, "Adı konulmamış ekonomik bölge ortaya çıkıyor. Bu bölge giderek daha da canlanacaktır. Üç ülkenin siyasi iradesi devam ettiği sürece bundan halklar faydalanmaktadır. Siyasi irade daha da güçlü devam edecek, yeni projeler hayata geçirilecek." dedi.


Aliyev: Yeni bir tarih yazılıyor

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, yeni bir tarihin yazıldığını belirtirken, ülkesinin hem Azerbaycan hem Gürcistan ile iyi bir noktada olduğunu, üçlü ilişkilerin de geliştiğini anlattı. Aliyev, "Asırlar boyu halklarımız dost, komşu olarak birbirine yakın olmuşlar. Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra onu tanıyan ilk ülke Türkiye oldu. İlişkiler en yüksek seviyede. İlişkilerimiz örnek teşkil ediyor. Hayata geçirilen projeler halkları birbirine daha da yakınlaştırıyor." diye konuştu. Bölgedeki ülkeler arasında diğer bir önemli proje olan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın da "hayalden gerçeğe dönüştüğüne" dikkat çeken Azeri lider, BTC üzerinden 40 milyon Azeri petrolünün ihraç edildiğini anlattı. Aliyev, BTK'nın karşılaştığı zorluklara dikkat çekti. Aliyev, "Bir artık bu dehlizi aştık. BTC ve gaz hattını başardık. Demiryolu hattının faaliyete geçmesi ile işbirliği daha da artacak" ifadesini kullandı.

Londra'dan Çin'e kesintisiz ulaşım

Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili de, hattın gerçekleşme safhasında ortaya çıkan zorlukların nasıl aşıldığını anlattı. Saakaşvili, "Çeşitli jeopolitik etkenlere rağmen siyasi bir irade koyduk, sorunları aştık. Proje sayesinde halklarımız daha da yakınlaşacak, birlikte yaşamaya devam edeceğiz." dedi. Türkiye ile ülkesi arasındaki yakınlaşmadan örnekler veren Gürcü lider, Batum Uluslararası Havaalanı'nın iki ülke arasında ortak olarak kullanıldığını, bunun dünyada bir diğer örneğinin de Cenevre olduğunu aktardı. "Demir İpek Yolu", Azerbaycan'ın başkenti Bakü'den başlıyor, Gürcistan'ın başkenti Tiflis ile Ahılkelek kentinden geçerek Kars'a ulaşıyor. Proje üç etaptan oluşuyor. Türkiye, hattın 76 kilometrelik bölümünün yapımını gerçekleştirecek. Söz konusu bölüm, çift altyapıya uygun tek üst yapı şeklinde inşa edilecek. Ankara, bu iş için yatırım programına 380 milyon YTL ödenek koydu. Türkiye sınırından Ahılkelek'e kadar olan 29 kilometrelik hattın yapımını ise Gürcistan gerçekleştiriyor. Marmaray Projesi'nin 2013 yılında bitmesi ile "demir İpek Yolu" kesintisiz hale gelecek. İstanbul Boğazı'nın demiryolu ile geçilmesi ardından Uzakdoğu ve Çin, Avrupa ile kesintisiz olarak demiryolu ile bağlanacak. Ulaştırma Bakanlığı'na göre, ilk aşamada güzergâhtan yılda 1 milyon yolcu ve 6 milyon 500 bin ton yük taşınacak. 2034 yılında ise, 3 milyon yolcu ve 17 milyon ton yükün taşınması bekleniyor. 2008 rakamlarına göre Asya ile Avrupa arasında yıllık 75 milyar dolarlık bir taşıma kapasitesi var. Türkiye'nin hedefi, bunun yüzde 10'luk payına sahip olmak. Kazakistan'ın da hatta yük verecek olması, hattın ekonomik verimliliğini artırıyor.


Nahçıvan da Avrupa'ya bağlanacak

BTK'nın ardından, Türkiye ile Güney Kafkasya arasında bağları güçlendirecek yeni bir proje daha gündemde: "Kars-Iğdır-Nahçıvan Demiryolu Projesi (KIN)". Söz konusu projenin hayata geçirilmesi ile Nahçıvan'ın Kars üzerinden demiryoluyla Avrupa'ya açılması hedefleniyor. KIN için ilk adım da, geçtiğimiz ay Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Nahçıvan'a yaptığı ziyarette gündeme gelmişti.

Süleyman Kurt,Zaman Gazetesi




65 yıllık Ahıskalıların Rüyasının Gerçeğe Dönmesi de Böyle Olsun İnşallah. Amin

Bahadır Metan ENVEROĞLU

Hiç yorum yok:

Bahadır Metan Enveroğlu Kimdir?

Bahadır Metan ENVEROĞLU kimdir?


Tarih yazmak tarih yapmaktan zordur derler. Tarihi bir de bizzat yaşayan insanlardan dinlemek ve anlamaya çalışmak ise apayrı bir olaydır. Günümüzde yakın tarihin olaylarına bizzat şahit olmuş halen yaşamaya devam eden bir çok insan bulunmaktadır.Bu insanlardan birisi de Bahadır Metan Enveroğlu’dur. Bahadır Metan’ın hayatını kısa ve öz bir şekilde sizler ile paylaşmaya çalışacağım.

Bahadır Metan Enveroğlu 15.06.1934 yılında Gürcistan’ın Ahıska Bölgesininde (Aspindza Reyonunda) dünyaya gelmiştir. Annesi Hediye Hanım , babası Enver Metan Bey’dir. Annesi ,babası, kız kardeşi Bilor Hanım ve ailenin en yaşlı üyesi babaanne Mümine Hanım Gürcistan’ın Ahıska Bölgesinde 1944 Sürgününe kadar birlikte huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamışlardır.Ancak mutlu aile tablosu onlar için pek uzun sürmeyecektir.


Bahadır Metan'ın Arşivinden
Bahadır Metan'ın babası Enver Bey, annesi Hediye Hanım ve ortada Bahadır Metan.

1937 yılında Aspindza’da yaşayan ve Aspindza Eğitim Müdürlü’ğünde çalışan Bahadır Metan’ın babası Enver Bey’in evinin kapısı birgün hükümet görevlileri tarafından çalınır.Kapıyı açan Hediye Hanıma kocası Enver Bey’i sorarlar.Hediye Hanım da Enver Bey’in evde olduğunu,İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde yapılacak olan toplantıya hazırlandığını ve kahvaltı yapmak üzere olduklarını söyler, görevlileri kahvaltıya buyur eder. Görevliler eve girmeyeceklerini söylerler. Görevlilerin geldiğini duyan Enver Bey onları hiç bekletmeden kapıya doğru ilerler. Daha sonra görevlilerden biri Enver Bey'in kulağına birşeyler fısıldar.Enver Bey Hanımı Hediye Hanım'a ‘ben birazdan dönerim’ diyerek görevliler ile birlikte gider.Bu ayrılıştan sonra Enver Bey bir daha evine hiç dönemeyecektir.


Bahadır Metan'ın Arşivinden
Ahmediye Camisi ve Medresesi şu andaki görünüşü


Ahıska Kalesi içinde 1749’da inşa edilen Ahmediye Camisi ve Medresesi bulunmaktadır. Bir zamanlar Ahmediye Medresesinde birçok İslam Alimi yetişmiştir. Bolşevik Rejiminde hükümet görevlileri tarafından yakalanan bu masum insanlar bu cami ve medreseye doldurulmuştur. Burada toplanan insanlar çeşitli işkencelere maruz kalmışlar,kimileri Sibirya’ya sürgüne gönderilmiş kimileri de şehit edilmişlerdir. Binlerce insan haksız yere Sovyet Rejimini kurbanı olmuştur. Bahadır Metan’ın babası da bu medresede hükümet görevlileri tarafından şehit edilmiştir. Bahadır Metan henüz daha üç yaşındadır ve tüm bu olup bitenlerden habersizdir.



Bahadır Metan'ın Arşivinden
Enver Bey'in Rus Dilinde Yazılmış Beraat Belgesi

Ne acıdır ki Babadır Metan’ın babası Enver Bey’in suçsuzluğu yıllar sonra mahkeme tarafından kanıtlanmış ve suçsuz olduğuna dair beraati verilmiştir. Ancak bu gecikmiş karar şehit edilen Enver Bey’in ve ailesinin acılarını hafifletmeye yetmemiştir.

Tüm bu yaşanan olaylardan sonra üç yaşında öksüz kalan Bahadır Metan ailesi ile birlikte kendi köyleri olan Oşora’ya geri dönmüştür. Annesi Hediye Hanım altı aylık kız kardeşine hamile iken evin tüm sorumluluğunu üstlenmiştir.

Bahadır Metan 1941 yılında Oşora Mektebinde okumaya başlamıştır . O ve ailesi bundan sonra huzurlu bir hayat sürmeyi umut ediyorlardı ki bu sefer de 1944 sürgün faciası ile karşılaşacaklardı.

1944 de savaş Rusların lehine dönmeye başlamıştı. Kızıl Ordu 1944 yılı Kasım ayının 14 ünü 15 ine bağlayan gece iki yüz civarında Ahıska Köyünü basarak herkesi evlerinden dışarı çıkarmışlardı. ‘Almanlar gelip burayı bombalayacaklar, sizleri daha güvenli yerlere götüreceğiz, savaş bittikten sonra hemen yuvalarınıza döneceksiniz’ diye köylüleri kandırdılar. Herkesi Ağalık Bahçesi diye anılan meydanda topladılar. Uzun bir süre kendilerini götürecek arabaları beklediler. Nihayetinde toplanan insanları Amerikan Studabekir arabalarıyla tren istasyonuna götürürüler.Bu masum Ahıska Türklerini istasyonda bekleyen boş hayvan vagonlarına doldururlar. Böylelikle Ahıska Türklerinin meçhule yolculuğu başlamış oldu.

Yola çıkanların çoğu yaşlı,hasta,savaştan dönen yaralılar, kadın ve çocuklardı. Ruslar her istasyonda yemek ve ekmek vereceklerini söylemişlerdi. Ancak mevsimin kış olması nedeni ile alınan ekmek ve yemekler anında donuyordu. Öyle ki ekmekler balta ile kesilip dağıtılıyordu.

Ruslar her istasyonda mola anında vagonları tek tek dolaşarak hasta ve ölü olup olmadığını soruyorlar, ölenleri alıp götürüyorlar. Aileler bu durumda hasta ve ölüleri çarşaflara sararak gelen askerlere ‘yok’ cevabını veriyorlardı. Trenin ilk durduğu istasyonda gizli bir şekilde kazma ve kürek olmadan ölenleri kendi elleri ile gömüyorlardı.

Yirmi beş otuz gün hastalık,açlık ve sefalet içerisinde devam eden bu meçhul yolculuk (sürgün) sonunda ardında büyük kayıplar bırakarak sona ermiştir. Bahadır Metan tüm bu olayları henüz on bir yaşındayken yaşamış küçük bir çocuktur. Burada ancak bir kısmını sizlere aktarabildiğimiz yaşanan olaylar Bahadır Metan’ın hayatında unutulmaz ve derin izler bırakmıştır.

Gece yarısı Kazakistan’ın Çimkent vilayeti Sayram Rayonu Çernovodski (Karasu) Demir Yolu İstasyonuna gelen trenin vagon kapıları açılmaya başlanmıştır. Askerler gelen emirle herkesi vagondan apar topar aşağıya indirmeye başladılar. Evlerinden bazı ev eşyalarını getirebilenler ve getiremeyenler grup grup toplanmışlardı. İstasyonda kendilerini almaya gelecek olan öküz ve at arabalarını beklemeye başladılar. Mevsim kıştı ve hava oldukça soğuktu. Ertesi sabah beklenen arabalar gelebilmişti. Aileler çeşitli yerlere yerleştirilmek üzere arabalara bindirilirler.

Diğer Ahıskalı Aileler gibi Bahadır Metan ve ailesi de halkı Müslüman olan bir yere yerleştirilmişti. Yaşlılar ezan okuyup namaz kılarak bundan sonra aradıkları huzuru bulmak amacıyla Allah’a dua ettiler. Yerli halk yeni gelen misafirlerine sevgi ve ilgi ile yaklaştı. Bahadır Metan ve Ailesi buraya alışmakta zorluk çekmedi. Böylelikle Bahadır Metan’ın hayatında yeni bir sayfa açılmış oldu.

Burada Hükümet tarafından görevlendirilen Komisyon Bahadır Metan ve ailesini nüfusa kayıt ettiler. Çalışacak durumda olanlar Kolhoz (Kolektif Hocalık ) da çalışacaktır, okul yaşındakiler ise mektebe gidecektir.

Ardından yine Hükümet tarafından görevlendirilen Komisyon kendilerine yiyecek yardımında bulunur ve ekin ekmek için arazi verirler.

Acı günlerinin hatırası elbette hafızalardan kolay kolay silinmeyecektir. Ancak yine de Ahıskalılar vatanları olmadan hayatlarını gurbette şükran duyguları içerisinde devam ettirmeyi öğreneceklerdir.

Bahadır Metan 1944-1954 yılları arasında Kazakistan’da orta okulunu tamamlamıştır. Daha sonra tahsiline devam etmek için ailesi birlikte Özbekistan’a göç etmiştir. Tabi bu göç hiç de kolay olmamıştır. 1956’ya kadar onlara bir kazadan ikinci bir kazaya gitmek yasaktı. Özbekistan’a bu yüzden gizli ve kaçak olarak gitmişlerdir.


Bahadır Metan'ın Arşivinden
Ortaokul sonunda Bahadır Metan'ın çekilen bir fotografı


Bahadır Metan 1958 yılında Taşkent Endüstriyel Teknik Lisesinin inşaat fakültesini tamamlayıp Yeniyol, Çinaz, Akkorgan Rayonlarında 1984 yılına kadar inşaat yönetmeni olarak görev yapmıştır.

Bahadır Metan inşaat fakültesinin yanında iki üniversite daha bitirmiştir.

1963-1968 yılları arasında Taşkent Devlet Üniversitesi Tarih Fakültesini bitirerek,
gece okulundan (Lala Mektebi) Tarih Coğrafya ve Hukuk alanında öğretmenlik yapmıştır.

Tarih Fakültesinde okurken eş zamanlı olarak 1960- 1966 yılları arasında Taşkent Uluslararası İlişkiler Halk Üniversitesi Gece bölümünde Uluslararası İlişkiler eğitimi almıştır.

Daha sonra Sovyetler Birliği çapında Bilim Cemiyeti Taşkent Şubesinde faaliyette bulunmuştur.

Tüm bu parlak eğitim ve iş kariyerinden sonra Bahadır Metan yaşadığı hayat tecrübelerini ve vatan hasreti ile dolu duygularını geniş halk kitlelerine aktarmak amacıyla devlet yönetiminde görev almıştır. 1970 - 1980 yılları arasında Özbekistan'ın Akkorgan Rayonunda Milletvekilliği ve aynı zamanda Belediye Başkan yardımcılığı yapmıştır.


Bahadır Metan'ın Arşivinden
Bahadır Metan Milletvekili iken çekilen fotografı, Özbekistan


Bahadır Metan’ın hiç bitmeyen vatan özlemi onun içini kemirip durmaktaydı. En sonunda Gürcistan’ın Ahıska’ya 70 km uzağında bulunan Haşur Rayonuna ailecek göç etmiştir. Burada 13 sene Rusya’nın Roztov Şehri Haşur Şubesi Podşibnik Bilya fabrikasında baş mühendis olarak çalışmaya devam etmiştir.Böylelikle doğduğu, çocukluğunun geçtiği ve akrabalarının yaşadığı toprakları bir kez daha görme şansına sahip olmuştur.


Bahadır Metan'ın Arşivinden
Bahadır Metan'ın doğum yeri olan Aspindza Rayonunu ziyareti


1992 yılında Türkiye ile Gümrük sınır kapıları artık açılmıştır. Bahadır Metan birkaç defa Türkiye’ye turist olarak gidip gelmiştir. Türkiye’de akrabalarını arayıp onların çoğu ile buluşup kaynaşmıştır. Nihayetinde 1997 yılında Türkiye’ye ailesi ile birlikte kalıcı olarak gelmiştir.

Şu an ailesi ile birlikte Bursa’da yaşamaktadır. Emekli ve iki çocuk babasıdır. Çocukları Taşkent Devlet Üniversitesi mezunudurlar. İkisi de şu an Bursa’da müzik öğretmeni olarak çalışmaktadır. Bahadır Metan’ın eşi Medeiyet Hanım ise 40 sene Özbekistan’da Özbek Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak orta okulda ders vermiştir. Şu an eşi de emeklidir.


Bahadır Metan'ın Arşivinden
Bahadır Metan'ın Türkiye'deki akrabaları ile buluşmasında çekilen bir fotograf

Bahadır Metan bu duygular ile hayata, vatanına ve akrabalarına gönülden bağlı bir insan. Bu uğurda çeşitli derneklere üye olmuş, onlara öncülük etmiş, çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazmıştır. Hayatını kendinden sonra gelecek olanlara ışık olmaya adamıştır, ilerleyen yaşı bu kutsal görevi yerine getirmesine mani olamamıştır halen mücadelesine devam etmektedir.


Bahadır Metan'ın çalışma masasında çekilen bir fotografı

Bahadır Metan yetmiş beş yıllık yaşadığı hüzünlü,sevinçli ve mutlu günlerini inançla, gururla ve şükran ile anıyor.

Bahadır Metan’ın hayatını ve hatıralarını burada anlatmaya ne kelimelerimiz yeter ne de zamanımız. Yetmiş beş yıllık dolu dolu geçen bir hayat dile kolay geliyor.

Bir milletin vatanı için verdiği bu mücadeleyi okudukça ve gördükçe vatanımızın kıymetini daha iyi anlıyoruz. Atalarımız da vatanımız için benzeri mücadeleler vermişlerdir. Bugün bir vatana sahip isek bunun Atalarımızın yapmış olduğu fedakarlıklar neticesinde olduğunu unutmamalıyız . En az atalarımız kadar vatanımıza sahip çıkmalıyız. Yaşanan olaylardan ve tarihten ibret almalıyız.

Özhan GÜRSOY,31.01.2009 BURSA